26 Nisan 2009 Pazar

duba

kıçım kocaman oldu. yarın diyete giriyorum. unutmamam lazım bu kararımı. pek işime gelmiyor da.

16 Nisan 2009 Perşembe

hayaletli okul

iühf'nde yaklaşık 6 senedir okuyorum ve yakında bir aksilik çıkmazsa mezun olacağım. hayatımın büyük bir bölümünü işgal eden bu okulu gece görmek bir türlü nasip olmadı ve ben bu durumu değiştirmeye karar verdim. yetkililerden saklanıp bir gecemi okulda geçireceğim. katılacak olan?

14 Nisan 2009 Salı

akli melekelere göre sınav dağılımı

yarınki sınavlarım süper geçecek. kesin öyle geçecek. evet evet! yok yok, aksini düşünmek imkansız bile. öyle şahane geçecek ki hocalar kağıdımı cevap anahtarı olarak kullanacak, yetmedi alacaklar onu çerçeveletip şöminelerinin üstüne koyacaklar. eve gelen misafirler ellerinde şarapla bakacaklar kağıda, içlerinden "ya bu kızı bulup elinden bizimkilere bir şey yedirmek lazım" diye düşünürken hocalarım "işte bu kız, benim öğrencimdi. benim için ne büyük bir saadeetti yarabiim!" diyerek karşısındaki kıskançlığından çatır çatır çatlattırcak (gerçi hain planlarım gerçekleşirse, gemalmaz mevzubahis cümleyi "ve artık o mükemmel varlık benim karım/kadınım/at ve silahımın ayrılmaz parçası" diye devam ettirecek). tabii ya! ne kasacağım ki? alt tarafı iki sınav var tek bir günde. bir sınavda sorumlu olduğum sayfalarda sadece tablo var, diğerinde ise adam meramını anlatamıyor. hahayt! bunlardan mı korkacağım ben be? poppie isn't your lover, but you're her bitch.

dersten başka hayatta ne vardı ya? unuttum...

13 Nisan 2009 Pazartesi

tükürüğünde boğul-ma, muşul

öff! neden bir ders hocasıyla özdeşleştirilir? neden kitabın her yeni sayfasında o alt dişleri ve köfte dudakları, dört haftadır sağ burun deliğinde ikamet eden sümüğü ve dersin sonlarında dudaklarının kenarında biriken tükürükleri aklıma gelir ki? ne gerek var yani?

12 Nisan 2009 Pazar

vadalar kovalasın seni kuma.

ey kuma! sana laflar hazırladım, dinle hele.

sen benim altın kızdaşımdın, adını unuttuğumdun, kocam üzerinde ortak olduğumdun, sevişmeyip uyuduğumdun. bunlar uzar gider, ama söylemeyeceğim! yüreğime taş koyup, yağmurlarında yıkandığım köyüme gideceğim. şu gül yüzü bir daha sana nah göstereceğim. ben orada "ineği sağıyos, çeşme başında fingirdiyos, damda uyuyos" diye gollumvari türküler yakarken, sen burada kıçın açık bir vaziyette, adımı sayıklayarak uyuyacaksın.

ah ah... yanarım yanarım, sana verdiğim yıllara yanarım. arkadaş ha! ulan "the" arkadaş olsa bu kadar içim yanmazdı. ah ah... ben şimdi nerelere gidem, kimlere sığınam? sana artık tek sözüm var sayın kuma: adios!

kumam saat 7'deki olayı unutma bu arada.

1 Nisan 2009 Çarşamba

orhanbencegay

marmaris'teyken, şu zamanlarda denize girmeye başlardım yavaştan. istanbul'da ise palto giymediğime sevinir oldum.

batsın bu dünya.

hamiş: başlık, bir arkadaştan araktır.